“Çareye giden yolu kapatan rehber: Lethe”
“Çareye giden yolu kapatan rehber: Lethe”
Özlem Önen
Bitmeyen uyku hali yüzünden bir türlü kendine gelemiyordu. Erken ya da geç yatmış olmak sonucu değiştirmiyordu. Uyanıp bir bardak su içiyor, çok sürmeden en derin uykulara dalıyordu; her sabah, tekrar ve tekrar.
Çok sayıda rüya görüyordu; bazen elinde kalp masajı yaptığı bir fetüs oluyordu, bazen yetişmeye çalıştığı bir uçak ve bazen de halen hazır olmayan bavulları çaresizce uçağa yetiştirmeye çalışan bir kadın.
Neydi yetişmeyen ya da ısrarla uyandırmayan? Kalkıp mücadele etmeye zorlandığı konu ya da konular hangileriydi? Neleri fark etmekte, anlamakta zorlanıyordu?
Kayıplarla, sonlanışlarla, kabullenilmeyişlerle yüzleşmek belki de en zor gelen şeydi. Küçük yaşlardan beri hayata en büyük meydan okuması, travmatik yaslarla mücadelesi olmuştu. Ülküleştirilmiş nesnelerinin olduğu kadar, fiziksel olarak yaşayan ancak ruhsal olarak yanında olmayanların yasını da tutmuştu. “Yaşayan ölülerin yasını tutmak” belki de en zor olanıydı. Çaresizlik, yanında olup da olmayanın yokluğunu en derinlerde hissetmekti. O yüzden yedek nesneler, yedek figürler yarattı zihni, olmayanın yokluğuna dayanmaya yardım etti bu figürler. Kendi yaşamına ait olmayan erken kayıpların yasını tuttu ve başkalarının yas tutmasına rehberlik etti.
Ama bu uyku başka bir şeydi; artık daha derinlerden bir şey “ya duy ya unut beni” diyordu. “Ya unut ve ömür boyu kör kal kendine ya da hatırla, fark et ve yüzleş benimle”. Böylece kendi çaresini bulmaya karar verdi. Kendini didik didik edecek, affetmeye ve yas tutmaya izin verecekti.
Unutuşun ırmağı olan Lethe’nin aktığı damarları ve parçalanmış kalbini yeniden anımsamaya açacaktı. Lethe, Yunan mitolojisinde Hades’in yeraltı dünyasında akan nehirlerden biriydi. Nehrin suyundan içen ölmüş insanların hafızalarındaki tüm anılar silinir, böylece geçmişteki acıları anımsamaz olurlardı. Nehrin suyu tüm anıları silinene kadar içen kişinin damarlarında dolaşır, her hatıradan arındırıp, bir daha hiç acı çekmeyeceği sonsuz bir hayat vaat ederdi.
İsveçli Melodik Death Metal grubu Dark Tranquility’ nin, şarkısı “Lethe” nin sözleri geldi aklına:
“Unutkanlığın tatlı merhemini ve lütfunu ver bana, bomboş ve güçlü olan;
Sen benim kılıcım ve dar ağacım, sen benim Lethe’m, sen benim her şeyimsin
Karanlık akıntıda kalbime saldırdın sen
Anılarımı yakmak ve parçalamak için damarlarımı temizledin, acılı kesin bıçak darbeleri ile
Parmakların pençe gibi, beni tekrar öldürebilmek için
Çal beni, saldır ve yeniden doldur, her hareketinle yandığım ve yeniden titrediğim için
Böylece arındım bir ışıkla
Yeniden işlenmiş ve yenilenmiş görünüyorum
Unutkanlığın tatlı merhemiyle okşandım -bomboş ve güçlü olan-
Yanında tut beni, sen, tek arkadaşım ve rehberim
Parmaklarınla boğulduğum gibi aşkınla boğulurken
Ateşli bir ağıtla sürükle beni
Üzerimde okyanus, gözlerimde alevler
Yaşayabileceğim bir hayat ver bana ya da al beni bu nefret ettiğim hayattan”. *
Karar verdi, Lethe’ nin rehberliğinden çıkmak zorundaydı; unutkanlığın tatlı merhemini silecek, yarasının yeniden iyileşmesini izleyecekti.
Yola çıkmaya hazırlandı, yeni bir rehber bulacaktı……
*: Şarkı sözlerinin çevirisi: Umut Günay Öztoprak
Şarkıyı dinlemek için link: https://www.youtube.com/watch?v=GqBStRGT5ew&t=20s