Psikeart Psikesinema Yazıları 15 Kasım 2024 Cuma “Mommy” ve “400 Darbe” Filmleri Üzerinden Hiperaktivitenin Zorladığı İki Gence Bakış Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) kalıcı ve sürekli dikkat süresinin azalması, davranışları kontrol etme ve denetleme becerisinde gerekli gayretin sağlanamaması ve dürtüsellik (fevrilik, sonucunu düşünmeden hareket etme) ile karakterize bir bozukluktur. Toplum genelinde her on kişiden birinde görülebilen bozukluğun seyri bireysel ve çevresel faktörlere bağlı olarak her kişide farklı seyretmektedir. Belirtilerin bir kısmı (özellikle hafif olgularda hiperaktivite) ergenlik dönemine doğru azalabilirken, dikkat sorunları ve çoğu durumda dürtüsellik genellikle erişkin yaşam boyunca devam edebilmektedir. Bozukluğun daha şiddetli olduğu kişilerde eğer eşlik eden bir başka psikiyatrik sorun da varsa (davranım sorunları, depresyon, bağlanma sorunları vs) tedavisiz kalmak daha ciddi ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 7 Temmuz 2024 Pazar “I Killed My Mother” ---------- “Hem Azize Hem Cadı Anne” Anneden tiksinmek hem kızmak hem sevmek, duygular arasında gidip gelmek, bazen dünyanın en kötü annesine bazen de bir azizeye sahip olduğunu düşünmek gibi uçlar arasında dalgalanan bir anne oğul iletişim sorunu filmi I killed My Mother. 19 yaşına ait bir eser olan bu filmden sonra da ödüller almaya devam etmiş olan oyuncu ve yönetmen Xavier Dolan son filmlerinin kendince yeterli başarıya ulaşamamış olmasından mıdır başka bir sebepten mi bilinmez, yeni bir film çekmemeye karar verdiğini açıklamıştı geçtiğimiz aylarda. Belki de kendi izdüşümünü fazlaca taşıyan ve neredeyse otobiyografik olan filmlerden sonra artık sanatın ve üretimin başka bir aşamasına geçmesi için bir müddet mola vermesi gereklidir. Bizi sanatından mahrum bırakmasın diliyoruz. “Ah fena, göz kamaştırıcı ve acım ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 30 Mart 2024 Cumartesi “Jagten” -- Sürüye Kapılmanın Dayanılmaz Hafifliği— “Jagten” -- Sürüye Kapılmanın Dayanılmaz Hafifliği-- Çocukluk çağı cinsel istismarının saptanması ve bildiriminin önemi şüphe götürmez bir gerçektir. Biyopsikososyal bir travma türü olan cinsel istismarın etkileri sadece olay sonrasında değil, yıllar içerisinde bile ortaya çıkabilmektedir. Öte yandan adli boyutu da olan cinsel istismara dair false (yanlış) bildirimler de söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle cinsel istismar görüşmelerini yapan psikiyatrist ve adli tıpçıların bazı durumlarda oldukça dikkatli olmaları gerekmektedir. Danca bir kelime olan Jagten, “av” anlamın ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 29 Ocak 2024 Pazartesi Bir mazohizm biçimi olarak “Aşktan kaçma” Mazohizmin kaç hali vardır? Kaç türlü eziyet edebilir insan kendine? Libidinal enerjiyi baltalamanın, yaşam sevincini koparmanın kaç yolu vardır? Kendine sunulanı neden almaz, en güzel kıvılcımın başlattığı alevi neden terk eder insan? Filmimiz, Türkçe ismi ile “Güneş yılı” ve orijinal adı ile “A year of the quiet sun” Polonyalı yönetmen ve senarist Krzysztof Zanussi’ ye aittir ve 1984 yılında Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülü kazanmıştır. Filmin isminin çevirisini “Sakin güneş yılı” ya da “Güneşin durgun olduğu yıl” olarak da yapmak mümkündür. Slawomir Idziak’ ın sepya tonlarındaki renklerle oluşturduğu görüntüler filmin ismine ve hüznüne en yakışır tonları sunmaktadır şüphesiz. Polonya vatandaşı Emilia ile aynı ülkede bulunan Amerikalı a ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 26 Aralık 2023 Salı En son kime güvendiniz? “Var mısın?”, dedi hayat! Bu soruya hiç hazırlıklı değildi! En bilmediği yerden yakalamıştı onu. Oysaki son yıllarda eskilerde yarım kalmış olanları tamamlıyor, geride soru işareti bırakmayarak ilerlemeye çabalıyordu. Geçmişte kalan tüm yaşanamamışları kontrol ediyor, duruma göre bir yol haritası çıkarıyor ya da üzerini çiziyordu. Bildiği sularda yüzmek, bilinmeyenin tekinsizliğine yeğlenirdi ne de olsa. Bilindik sularda tanıdık salınımlar, kestirilemeyen ve esrarengiz olandan daha güvenilir idi. “Var mısın?” diye fısıldadı bir kez daha! Uzun uzun düşündü, hatta aylarını aldı düşünme süreci. Ta ki, bir gün ondan yeniden haber alana dek! Beklediği bir mesaj değildi, hatta önemseyeceğini bile düşünmedi bu mesajı. İhtiyaç duyduğu güvenilir bir çerçeve mi ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 8 Aralık 2023 Cuma OLİVE KİTTERİDGE “Suicide picnic” ’ten “Stil Banging On” ’a giden çizgide bir yaşama tutunma ve kendiliğinle yüzleşme, kendini, yaptıklarını ve yapamadıklarını affetme hikâyesi:” OLİVE KİTTERİDGE“ “Bizi tüfeklerden ve baba intiharlarından koru” ( John Berryman) 67. Emmy ödülleri'nde, “En iyi mini dizi”, “Mini dizi dalında en iyi kadın oyuncu”, “Mini dizi dalında en iyi erkek oyuncu”, “Mini dizi dalında en iyi yardımcı erkek oyuncu”, “Mini dizi dalında en iyi yönetmen” ve “Mini dizi dalında en iyi senaryo” ödüllerini toplayan "Olive Kitteridge”; 4 bölüm boyunca başında kalkmadan izleyip herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği gerçek bir sanat eseri. Elizabeth Strout’un Pulitzer ödüllü aynı adlı romanının dizi uyarlamasının başrollerinde Frances McDormand (Olive Kitte ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 12 Kasım 2023 Pazar -HER - -SANAL MI GERÇEK, GERÇEK Mİ SANAL? - Özlem Önen, Handan Özek Erkuran Hollywood sinemasında varoluşçu felsefe özellikle 1990’lı yıllardan itibaren daha çok yer almaya başlamıştır. Ülkemizde “Aşk” ismiyle oynayan Her filmi, 2013 tarihinde vizyona girmiş ve en iyi orijinal senaryo başta olmak üzere çok sayıda ödülün sahibi olmuştur. Filme değinmeden önce yönetmen ve senaristlerin çalışmalarına bir göz gezdirelim: Yönetmen ve senaristler isim olarak her zaman oyunculardan az bilinir ve tanınırlar ancak yaptıkları işlerden bazılarını saydığımızda son 15-20 yılın en yaratıcı işlerinden bir kısmını bu ikilinin çıkardığını görmek mümkündür. 1969 doğumlu yönetmen Spike Jonze ‘un “Beastie Boys- Sabotage, Björk- It’s Oh so Quiet, Daft Punk- Da funk” ve kendisinin de rol aldığı “Fatboy Slim’in Praise You” i ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 8 Kasım 2023 Çarşamba Peter Pan Sendromu -----Issız ve Bağsız, Ebedi Ergen Adamlar----- Arketip kelimesi; ilk örnek, asıl numune, kalıp, şablon anlamına gelmektedir. İlksel imge, özdeş psişik yapı, ilk örnek ya da prototip olarak da tanımlanabilir. Arketipler gerçekte insan kültürünü oluşturan yapıtaşlarıdır. Jung’un analitik psikolojisi içinde arketiplerin büyük bir önemi vardır. Jung’ un arketipleri hem iyi hem kötü tarafı olan iki kutba sahiptirler. Jung, sorunlarıyla baş edebilmede mitlerdeki kahramanların olaylarla nasıl mücadele ettiklerini görmenin insanlara cesaret ve umut verdiği ve sağaltıcı etkisi olduğunu belirtir. Her arketip psişik bir niteliği (irade, cesaret gibi vs) temsil eder. Anne arketipi bilgelik ve ruhsal yücelik; bakım veren, besleyen; yeniden doğuşu temsil etmek gibi olumlu özellikler taşırken; gizli, karanlık, uçurum, yutan, baştan çıkara ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 23 Ekim 2023 Pazartesi “Çareye giden yolu kapatan rehber: Lethe” “Çareye giden yolu kapatan rehber: Lethe” Özlem Önen Bitmeyen uyku hali yüzünden bir türlü kendine gelemiyordu. Erken ya da geç yatmış olmak sonucu değiştirmiyordu. Uyanıp bir bardak su içiyor, çok sürmeden en derin uykulara dalıyordu; her sabah, tekrar ve tekrar. Çok sayıda rüya görüyordu; bazen elinde kalp masajı yaptığı bir fetüs oluyordu, bazen yetişmeye çalıştığı bir uçak ve bazen de halen hazır olmayan bavulları çaresizce uçağa yetiştirmeye çalışan bir kadın. Neydi yetişmeyen ya da ısrarla uyandırmayan? Kalkıp mücadele etmeye zorlandığı konu ya da konular hangileriydi? Neleri fark etmekte, anlamakta zorlanıyordu? Kayıplarla, sonlanışlarla, kabullenilmeyişlerle yüzleşmek belki de en zor gelen şeydi. Küçük yaşlardan beri hayata e ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 8 Ekim 2023 Pazar “La Pianist” (M.Haneke) “La Pianist” (M.Haneke) 2004 yılında Nobel edebiyat ödülü almış olan Elfriede Jelinek'in Die Klavierspielerin isimli romanından uyarlaması yapılan ve başrollerini İsabelle Huppert ile Benoît Magimel'in paylaştığı “La Pianist”, 2001 yılında Cannes film festivalinde en iyi kadın ve en iyi erkek oyuncu ödülleri, 2001 En İyi Kadın Oyuncu Dalında Avrupa Film Ödülü, 2002 San Francisco Film Eleştirmenleri Birliği En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, 2002 César En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü ve 2002 En İyi Yabancı Film Dalında Alman Film Ödülü kazanarak önemli bir yere sahip olmuş durumda filmin hem senaryo uyarlamasını yapan hem de yöneten Haneke’ nin eserleri arasında. Viyana konservatuarında piyano bölümünde profesör olan Erika Kohut’ un annesi ile beraber yaşadığı ev ortamı ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 1 Ekim 2023 Pazar “Thin Red Line _ İnce Kırmızı Hat” “Doğanın kalbindeki bu savaş nedir? Doğa neden kendisiyle çekişir? Karanın denizle çekişmesi… Doğada öç alma gücü mü var? Bir güç değil belki de iki “ “Kalıcı olan iki şey var: Biri ölüm, öbürü de Tanrı” Yaşam ve ölüm, sevmek ve ihanet etmek, korkmak ve cesaret etmek arasında ince, kırmızı bir hat vardır. Bir hamle ile öte yana geçersin. James Jones imzalı ve 1962 tarihli aynı isimli romandan uyarlanan The Thin Red Line, II. Dünya Savaşı sürecinde, Pasifik Cephesi’ndeki Guadalcanal Muharebesi’nde bir tepeyi almakla görevlendirilmiş olan Charlie Bölüğü’nün hikayesini anlatır. Japon İmparatorluk Kuvvetleri’nin 7 Aralık 1941 tarihinde Pearl Harbor limanına gerçekleştirdiği saldırının sekiz ay sonrasında, 1942 Ağustos’unda Amerikan denizci piyadelerinin a ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 26 Eylül 2023 Salı PARİS TEXAS 1984 yılı Amerika- Almanya ortak yapımı “Paris Texas” filmi, Amerikalı oyuncu ve yazar Sam Shepard' ın 1983 yılında yayınladığı “Motel Günlükleri” isimli kitabındaki öykülerden yola çıkarak, yazar ve L.M. Kit Carson' la birlikte senaryolaştırılmış ve Wim Wenders yönetmenliğinde sinemaya aktarılmıştır. Gösterime girdiği yıl Altın Palmiye dahil olmak üzere pek çok ödül alan filme dair en çok konuşulan konular arasında sinematografisi, oyuncularının başarısı ve Avrupalı bir yönetmenin merceğinden Amerikan kültürünün görünümü yer almaktadır. Bu yazıda değinilecek olan, senaristlerce kurgulanmış ve yönetmence yaratılan sinema evreninde neredeyse ikonikleşmiş olan karakterlerin psikiyatrik incelmesidir. Texas çöllerinde, neredeyse katatonik düzeydeki depresyonu ve dillendirmediğ ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 16 Eylül 2023 Cumartesi “The Fountain (Kaynak)” “Ölümle uzlaşmak mümkün mü” “The Fountain (Kaynak)” “Ölümle uzlaşmak mümkün mü” “Bu nedenle, Rab Tanrı, Âdem ve Havva'yı Cennet bahçesinden kovdu ve hayat ağacını korumak için alevli bir kılıç yerleştirdi” (Genesis 3:24) Açılışı İncil’in “Yaratılış” bölümünün 3:24. ayeti ile başlayan filmde pek çok dini inanışın içerisinde yer alan yaratılış ve ölüm teması yer almaktadır. Hiç şüphesiz ki çağımızın dahi sinemacılarından biri Darren Aronofsky! Yönetmen bu yapımında Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm gibi pek çok dini inanışı Maya mitolojisi ve Maya kültürüne ait uzay bilim inanışları ve felsefe ile harmanlayarak bir aşk öyküsü ekseninde ölüm ve ölümsüzlüğü sorgulamaktadır. Yapımı ve tamamlanması 6 yıl süren bu filmin diğerlerinin aksine gişede zarar etmesine rağm ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 2 Eylül 2023 Cumartesi Makinist “Her suçlu bir gün cinayet mahaline döner” Paranoya ile dolu bir dünyanın dayanılmazlığını, karanlık ve bunaltıcı atmosferini en iyi hissettiren filmlerin başında rahatlıkla Makinist ’in yer aldığını söyleyebiliriz. Kopan uzuvlar, akan kanlar, her an geçirilebilecek kazalar huzursuzca filmi izlerken başından kalkıp gitme arzusu uyandırır ve tüm bu bunaltının üzerine bir de Bale’in bunca zayıflığı nedeniyle ölüvereceği endişesi eklenir. Kadın karakterler Stevie ve Marie bu endişeyi “Biraz daha zayıf olsaydın, var olmazdın” sözcükleriyle seslendirir bizlere. Var olmamak için uğraşır adeta Reznik, hiç yemeyerek, yok olmaya çalışır; çünkü kendisini büyük bir suç nedeniyle cezalandırmaktadır. Banyo fayanslarını var olduğunu düşündüğü kan lekesinden, ellerini işlediğini düşündüğü cinayetten dolayı sıkça temizler, çamaşır su ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 26 Ağustos 2023 Cumartesi "Yas tutmama direnci olarak hayaletler" Yaşantımızdaki insanlar ya da durumlarla ilgili olarak zaman zaman zıt (çifte değerli: ambivalan) duyguların bir arada bulunması doğaldır. Çok sevdiğimiz bir kişi ile ilgili hem sevgi hem nefret / kızgınlık duygularını bir arada hissedebiliriz. Hatta daha olumsuz duygular hissettiğimiz dönemde sevgi nesnesi bir şekilde kaybedilirse bu olumsuz duygunun getirdiği suçluluk duygusunu kişi kendine döndürerek bilinçdışı yollarla kendisini cezalandırabilir. Kişinin bu suçluluk duygusu, kaybı hatırladığı anlarda aktive olabilir ya da farklı korkular (karanlık korkusu, gözlendiği korkusu, hatalı olduğu korkusu vb.) olarak güncel yaşamda bireyi zorlayabilir. Bir de ölümle gelmeyen kayıplar vardır ki, arkalarında bazı hayaletler bırakır. Bazen göç etmek zorunda kaldığın eski şehrinin gö ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 25 Ağustos 2023 Cuma “Sevemeyenler kulübü” “Uzanıp akşamın en ıssız saatinde zihnine Getiremediysem devamını, sakın üzülme……” Kendini hasarlı ilişkiler mağduru olarak niteleyen, “bağsız” insanlardan oluşan bir olasılıklar cehennemine dönüştü tüm gerçeklik. Korkak insanlar topluluğu, bir adım ileri iki adım geri devinimleri ile sersem etti karşısındaki gönlü kaymış bir avuç dolusu akılsızı. Bir şans, bir şans daha…. Ve kaçınılmaz son: yalnızlık…. Kafası çalışmayan mı akılsızdır, geri adım atmayan mı? Umut etmeye duyulan ihtiyaç, yok olacağı ihtimalini bildiği halde “ya olursa” ekseninde tutar akılsızı. Kaybolup gideceğini bildiği halde inkâr eder akılsız; sevemeyenler kulübü üyesine hep şans verir. Ödipal hüsranı tekrarlama zorlantısı nedir? Neden mazoşistçe kendine bunu yapar, akılsız? Sevmek ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 20 Ağustos 2023 Pazar “Ev bir yer değil; bir histir” Hayatının ortasındaki o büyük boşluğa çarpıp geçen ya da -mış gibi davranan “ötekiler” e baktı; sevgisi olmayıp sahte sorumluluklarla keseyi ve günü dolduran ya da salt sevginin yeteceğini sanıp sorumluluktan kaçanları olduğu kadar, bir görünüp kaybolanları da geride bırakmış, boşlukta asılı kalmıştı. Zaman durmuyor ama ilerlemiyordu da…. Boşlukta salınmanın çaresi çapalanacak bir nokta mı olmalıydı yoksa o çapadan kurtulmalı mıydı? Hep yürüdüğü patika, “tanıdık” olandı; risk taşımayan, alışıldık, aynılığı tekrar eden ve -sözde- güvenli olan. Değiştirmeyen bu yol ve tekrar ettiği aynılıklar onu bir yere taşımayacaktı; yinelemeler yerine yenilemeyi seçmeliydi, dolayısıyla zor olanı seçip, öteki yola girdi. Neo’yu düşündü; kırmızı ilacı seçmeseydi sahip olduğu ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 18 Ağustos 2023 Cuma RÜZGÂR GİBİ GEÇTİ “Aşk ve iç savaş ekseninde kendini aldatmak” Fransız aslından bir kıyı aristokratı olan annesinin ince çizgileri ile İrlandalı babasının kaba hatlarının bir karışımı olan Scarlett O’Hara, beyaz tene büyük değer verip onu kızgın güneşten, şapkalar, peçeler ve eldivenlerle korumaya çalışan Güneyli kadınlarla birlikte Georgia’da yaşamaktadır. Scarlett’in babası Gerald, hükümete karşı gizli faaliyetlerde bulunmak suçlamasıyla yaşamakta olduğu ülkesi İrlanda’yı, işlemiş olduğu bir cinayet nedeniyle bir şafak vakti gizlice terk ederek Amerika’ya yerleşmiştir. Kumar masasında büyük bir arazi kazanmış ve evini inşa ettiği bu verimli topraklarda pamuk ticareti yapmaya başlamıştır. Sahip olduğu çok sayıda kölesi ile geniş bir araziye ve servete kavuşan ve toprağa bağlılıkla sahip olmaya çok önem veren Gerald’a İrlanda’dan ayrılırk ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 14 Ağustos 2023 Pazartesi Sistem patlatan: Benni’nin agresyonu Sistem patlatan: Benni’nin agresyonu Özlem Önen & Handan Özek Erkuran Ülkemizde “Oyunbozan” ismiyle sessiz sedasız gösterime giren ve aynı sessizlikle gösterimden kalkan 2019 yapımı 1983 doğumlu genç yönetmen Nora Fingscheidt’in ilk uzun metraj filmi ve yine başrolde Benni karakterini büyük başarıyla canlandıran, filmin çekildiği dönemde de aynı canlandırdığı karakter gibi 9 yaşında olan Helena Zengel’in ilk filmi System Crasher/Systemsprenger, çocuk psikiyatrinin analitik kuramlarının ortasına oturması bir yana, çocukluk dönemindeki agresyonun biyopsikososyal kökenleri üzerine de düşünmemizi sağlayan bir yapım olarak dikkati çekiyor. Film, baş kahramanı 9 yaşında bir kız çocuğu olan Benni’nin (nefret ettiği asıl ismi Bernadette yerine bir erkek ismi olan Benni ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 30 Haziran 2023 Cuma Aslı gibidir-Copie conforme Aslı Gibidir -- Copie Conforme --Certified Copy İran’lı yönetmen Abbas Kyaroustami’nin farsça olmayan ilk filmi olan Aslı Gibidir, oyuncusu Juliette Binoche’a da Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülü kazandırmıştır. Yazar James Miller’ın İtalya’da kitabı Copie Conforme hakkında verdiği konferans ile açılır sahne. Kendisini hayranlıkla izleyen kadın (filmde hiç ismiyle seslenilmez ama filmin tanıtım jeneriğinde isminin Elle olduğunu öğreniriz) oğlu ile ilgilenmek zorunda kalmıştır ve sonuna kadar konuşmayı dinleyememiş ancak yazarın kendisine ulaşmasını da garantiye almıştır. Elle için oğlu (Julien) ile olan ilişkisi oldukça ambivalan (ikircikli) niteliktedir ve Julien onun James’e aşık olm ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 30 Haziran 2023 Cuma “Nostalji” Ya da “Sınırlar ve hüzün” Andrey Tarkovski’ nin 1983 yılında Sovyetler Birliği dışında çektiği ilk film olma özelliğini taşıyan “Nostalji”, yönetmenin bireysel yaşantısıyla paralellikler taşımaktadır. Filmlerine uygulanan önemli engellemeler ve sansür sonucunda ülkesi Rusya’yı terk etmek zorunda kalan Tarkovsky’ nin eşi le birlikte oğullarını Rusya’dan getirtebilmek için uzun süre uğraş verdiği bilinmektedir. Dini inançları ve felsefi, sorgulayan filmleri komünist Sovyet Rusya’sınca benimsenmeyen yönetmen, Nostalji’ nin çekimleri için gittiği İtalya’dan geri dönmemiştir. Nostalji’ nin, Tarkovsky’ nin doğduğu ve büyüdüğü topraklara olan özleminin hikayesi olduğu da söylenebilir. Rus sair Andrei Gorcakov’ a, tercu¨man Eugenia eşlik etmektedir. Şair, bi ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar SİLVER LİNİNGS PLAYBOOK “Her gece & her sabah Doğar bazıları acıya Her sabah & her gece Doğar bazıları tatlı hazza Doğar bazıları tatlı hazza Doğar bazıları sonsuz geceye” (William Blake) İngiliz romantik edebiyatının önemli isimlerinden olan William Blake’ in yaşam öyküsüne dair ayrıntılar aynı zamanda bipolar bozukluk ile de yaşamaya çalıştığına dair güçlü veriler taşımaktadır. Bipolar bozukluk, manik ve depresif duygusal dalgalanmaların yaşandığı, oldukça zorlu bir ruhsal bozukluktur. Acı ve haz arasındaki geçişler oldukça sancılı ve hem birey hem de aile üyeleri için atlatılması güç süreçler ve sonuçlar içerebilmektedir. Borderline kişilik bozukluğu da çoğu zaman bipolar bozukluk ile karıştırılabilmektedir ve hem duygusal dalgalanma seyri, hem de eyleme ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Kurban söylemi üzerinden işlenmiş bir kara komedi: "Relatos Salvajes”: ” Wild Tales": “Asabiyim Ben” Kurban söylemi üzerinden işlenmiş bir kara komedi: "Relatos Salvajes”: ” Wild Tales": “Asabiyim Ben” Vahşi hikâyeler, birbirinden farklı öyküler içeren 6 kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda bir dergide vahşi hayvanların avlarını kovaladığı bir dergiyi, jenerikte ise her bir bölümde yer alan oyuncuların farklı hayvanlarla sembolize edildiğini görürüz. Damian Szifron’ un vahşi havyan metaforu üzerinden kendi karanlık yanlarımız ile bizi yüzleştirdiği ve eğlence, gerilim ve dramı bir arada yaşatan kara komedisinin 2014 yılında “Yabancı Dilde En İyi Film Oscar”ı adaylığı da dâhil olmak üzere çok sayıda ödüle adaylığı ve ödülleri bulunmakta. Bölüm1: Gabriel Pasternak yıllarca çevresi tarafından aşağılandığını düşünen bir looser (kaybeden) iken kendisine acı çektird ... Devamını Oku Sinedebiyat Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Bruno Bettelheim’ in rehberliğinde; “Masallar ve Umut” Masalların dile getirdiklerinin görünenin ardında yatan anlamlarına dair ortak yorumlar olduğu kadar feminist pencereden bakış, ataerkil topluma hazırlayış gibi farklı pek çok analiz de yapmak mümkündür. Çocukların büyüme sürecinde masalın iyileştirici etkilerine dair en güçlü yorumculardan biri Bruno Bettelheim’ dır. 1976' da masalları Freudien yaklaşımla analiz etmiş olan Bettelheim, masalların çocuklar için duygusal ve sembolik anlamlarını tanımlamıştır. Masalların çocukların geleceklerine hazırlanma süreçlerine duygusal açıdan önemli katkıları olduğunu savunmuştur. Bettelheim’ a göre masallar çocuğun yaşamına zenginlik ve büyülü bir nitelik kazandırmaktadır ve çocuk bu mucizenin nasıl gerçekleştiğinin farkına bile varmamaktadır. Çocuk, masalların sihirli aleminde farkında olmadan iyil ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Çocuk Evlilikler_ Beyaza Düşen Gölge Çocuk Evlilikler_ Beyaza Düşen Gölge Özlem Önen Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) çocuk yaşta gerçekleşen evliliği ‘fiziksel, fizyolojik ve psikolojik açılardan evlilik ve çocuk doğurma sorumluluğu taşımaya hazır olmadan ve genellikle 18 yaşından önce gerçekleşen evlilik’ olarak tanımlamaktadır. Hukuki tanımlara bakıldığında ise meselenin biraz daha karmaşık olduğunu görürüz. Türk Medeni Kanunu’na göre 17, Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18, Türk Ceza Kanunu’na göre ise 15 yaşını doldurmamış kızlar çocuk gelin sayılmaktadırlar. Kanunlar arasındaki bu çelişki, çocuk yaşta yapılmasına izin verilen evliliklerin önlenmesinde hukuki bir karmaşa olduğunu da göstermektedir. Ailelerin eğitim ve sosyoekonomik düzeyinin düşük olması, geleneks ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar UTANCIN NÖROBİYOLOJİSİ “Utanç duygusu her zaman olumsuz bir duygu değildir; yeterince iyi bir bakım veren ile tamir fırsatı bulunmuş ve bakım veren kişi (anne) iyi bir nesne olarak içselleştirilebilmişse, kendimizi düzenleyebilir hale gelmemize yardımcı olan bir kırılma noktasıdır” Mahler’in tanımladığı ayrılma-bireyleşme dönemleri kimlik gelişimi ile ilgili yapıtaşlarını anlamamıza yardımcı olmaktadır. 8-12. Aylar arasında emekleme, tırmanma, sıralayarak yürüme çabalarının yoğunlaştığı erken uygulama alt döneminde bebeğin anneden uzaklaşması, çevreye yönelik bitmez tükenmez keşif çabaları yoluyla kendi bedeni ve sınırlarının daha çok farkına varmasını sağlamaktadır. 12. aydan önce anneden her daim pozitif etkileşimler alan bebek, bu aydan sonra dürtü kontrolüne yönelik çok sayıda engellem ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Rita Hayworth- İstismara rağmen tutunmaya çalışan bir yaşam “Rita Hayworth- İstismara rağmen tutunmaya çalışan bir yaşam” Özlem Önen Şahsiyet dizisinin baş kahramanı Agah Beyoğlu unutacağı için cezalandırmayı tercih etmişti suçlu olanları! Nasıl olsa unutacaktı, bir katil olduğunu hiç hatırlamayacak ve böylece vicdan azabı çekmeyecekti. İstismara uğrayan çocuk Nevra’nın intikamı da alınmış olacaktı. Nasıl olsa Alzheimer, geride hatırlanacak bir geçmiş bırakmayacaktı. Rita’ nın payına da unutmak düşmüştü! Alzheimer tanısı aldıktan sonra kızı tarafından bakım aldığı New York’taki dairesinde yaşamını yitirdiğinde 68 yaşındaydı. Yaşamında unutulmayı hak eden çok fazla anı vardı. Yine de o, unutmak yerine, tutunmaya çalışmıştı yaşama; her seferinde ve, yenilenen bir umutla. Bir eldiven çıkarışı ile kendisini en çıplak strip ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar The Prestige --Kardeşe yönelen haset-- Film, yazar Christopher Priest' in 1995 yılında yayımlanmış olan aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır. Film sektörünün layık gördüğü ödüllere sahip olmasa da haset dinamiklerinin ne kadar yıkıcı olabileceğini ustaca anlatan yapımlardan biridir. Sahnede sihrin gerçekleştiği an anlamına gelen “Prestij” kelimesinin Latince illüzyon anlamına gelen praestigium' dan türediği bilinmektedir. Alfred Borden (Christian Bale) ve Robert Angier (Hugh Jackman)’ ın, ustaları Harry Cutter (Michael Caine) ile birlikte Viktorya dönemi İngiltere’sinde sihirbazlık sektöründe başarıyla var olma mücadeleleri sırasında önce rakip, sonra düşman olma hikayelerini anlatır yapım. Bir gösteri sırasında Angier’ ın eşi Julia’nın, Borden’ ın bilinçdışı bi ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Old boy “Old boy” -Affedememenin tükettiği ruh ve bedenler- İlkel dürtüleri sinemaya hiç korkmadan yansıtabilen sinemacıların başında; ödipali, ensesti, intikamı, öldürme güdüsü, cinselliği ve haz almaya çalışan kurgusal karakterleri ile Park Chan-wook gelmektedir. Gerilim ve intikamı psiko-mitolojik karakterlerle harmanlayıp sinema evrenine salıveren Chan-wook, ensest gibi işlenmesi zor bir konu üzerinden “intikam” kavramı ve bunun getirdiği olumsuz duygular ile izleyicisini baş başa bırakmaktadır. Yönetmenin intikam üçlemesi olarak tanımladığı seriye ait olan Old Boy, 2004 yılında Cannes film festivalinde jüri özel ödülü alan ilk Kore filmidir aynı zamanda. Chan-wook bir yandan ensest yasağı gibi güçlü bir kavram ile yüzleşmeye yönlendirdiği seyircisini bir yandan da ş ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Haensel Ve Gretel Masalındaki Metaforlar Bir varmış, bir yokmuş….. Yeryüzündeki tüm ebeveynler muhteşem, tüm çocuklar çok akıllı imiş ve hiçbir yerde ekonomik zorluk yaşanmazmış; herkes refah içindeymiş. Dünyadaki tüm kadınlar mükemmel birer anne ve eş imiş, asla çocuklarına kızmaz; “şöyle bir sessiz olsalar da ayaklarımı azıcık uzatsam” demezmiş. Ayrıca bu kadınlar asla çalışmayı talep etmez, iyi kalpli ve mümkünse “prens” olan kocalarının onlara iyi bakmasından başka bir şey beklemezmiş. Babalar ise tüm aileyi çok iyi koşullarda geçindirir, eşlerinin ayaklarına uyacak en fit ayakkabıyı bulur, müsait oldukları an onları sadece “öper” ve hep mutlu yaşarlarmış. Küçük kız çocuklarının yapacağı tek şey büyümemekmiş. Ormanda yanlış yollara sapıp da kandırılırlarsa, kötü kalpli kurtlar onları yermiş. Regl kanı ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Empatinin Bittiği Yerde, Anti Kahramanlar Başlar Mutlu son ile olması gerektiği şekilde biten öykülerdeki güçlü, başarılı, ideal kahraman figürlerinin mükemmelliğinin aksine, çoğu okuyucu / izleyici için rahatsız edici figürlerdir anti kahramanlar. Süper güçlere ve ahlaken kabul edilebilir niteliklere sahip olan kahraman figürünün tersine anti kahramanlar genellikle suça karışmış, dışlanmış ve toplum onayını alamamış olan uyumsuz kişilerdir. Olumsuz nitelikleri olan başkahraman şeklinde de tarif edilebilir anti kahraman. Robert McKee şöyle der anti kahramana dair: “Bir kahraman ve onun hikâyesinin entelektüel çarpıcılığı ve duygusal ilginçliği, anti kahramanın mümkün kıldığı ölçüde mümkündür”. Anti kahramanınız ne kadar güçlü ise, kahramanınız da o kadar izlenilir olacaktır. Empatinin bittiği yerde, anti kahramanlar başlar, ama tam da o ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Boşuna bekle(ntile)diklerin İlk hüsran ödipal olandı, sonra diğerleri geldi. Sen, elindeki hüsranla ne yaptın, onu neye dönüştürdüysen, şu anda o’sun. Birisinden beklediğiniz bir şeyin karşılığını alamamışsanız, beklentileriniz karşılıksız kalmışsa bunun ismi hüsrandır. Siz ümit etmişsinizdir, o ise vermemiştir. Sizi tatmin etme olasılığı olan bir kişidir bu duyguyu yaşamanıza sebep olan ki katlanılması en zor olan da zaten budur. O halde, arzuladıklarımızı kaybettiğimizde nasıl bir yol izlemeliyiz? Bir çocuğun büyümesi aslında hayal kırıklıkları ve vazgeçişler ile başa çıkabilmeyi öğrenme ve evrilme sürecidir. Büyümenin her aşamasında bir önceki dönemin getirilerinden vazgeçmek de öğrenilir. Oral dönemi (0-1 yaş) geride bırakan bebek artık anne memesinden ve her şeyin merkezinde olduğu duygusundan ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Bir yas tutmama direnci olarak hayaletler Yaşantımızdaki insanlar ya da durumlarla ilgili olarak zaman zaman zıt (çifte değerli: ambivalan) duyguların bir arada bulunması doğaldır. Çok sevdiğimiz bir kişi ile ilgili hem sevgi hem nefret / kızgınlık duygularını bir arada hissedebiliriz. Hatta daha olumsuz duygular hissettiğimiz dönemde sevgi nesnesi bir şekilde kaybedilirse bu olumsuz duygunun getirdiği suçluluk duygusunu kişi kendine döndürerek bilinçdışı yollarla kendisini cezalandırabilir. Kişinin bu suçluluk duygusu, kaybı hatırladığı anlarda aktive olabilir ya da farklı korkular (karanlık korkusu, gözlendiği korkusu, hatalı olduğu korkusu vb.) olarak güncel yaşamda bireyi zorlayabilir. Bir de ölümle gelmeyen kayıplar vardır ki, arkalarında bazı hayaletler bırakır. Bazen göç etmek zorunda kaldığın eski şehrinin gölgesidir o h ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Beden ve Ruh İldiko Enyedi’ nin 18 yıl aradan sonra çektiği ilk film olan ve 2017 Berlin Film Festivali’nde büyük ödül olan Altın Ayı’yı kazanan “Beden Ve Ruh”, Budapeşte’de bir mezbahada geçmektedir. Mevzuata olan katı bağlılığı ve sosyal ipuçlarını algılamada yaşadığı güçlükle işini sürdüren, yakınlaşma korkusu, kendisine dokunulmasından hoşlanmama, göz teması ve sosyal ilişki kurmada ciddi sorunlar yaşayan ve kronolojik bir sıra ile geçmişteki konuşma içeriğini hatırlayabilmek gibi özellikleri ile neredeyse Asperger Sendromu’ na benzediğini düşündüren Maria’ nın çalışmak üzere geldiği mezbahada geçer filmin konusu. Geçmişinde kaza ya da bir sağlık sorunu sonucu bir kolunun sakat kaldığını düşündüğümüz Endre bu mezbahada müdür olarak çalışmaktadır. Maria’nin sosyal ilişkideki b ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 3 Ekim 2021 Pazar Children of men “Childrenof men: İnsanlığın çocukları” (Son umut) P.D. James' in 1992 yılında yayımlanan aynı isimli eserinden yola çıkılarak A. Cuaron, M Fergus,H Ostby, T Sexton ve D Arata ile birlikte senaryolaştırılan film 2006 yılında vizyona girmiştir. Film ve Kitap arasında zemin olarak benzerlikler olsa da senaryo oldukça farklı ve etkileyici bir şekilde ilerlemektedir. A.Cuaron’un senaryoyu yazmadan önce etkisi altında kalmamak için kitabı okumadığı bilinmektedir. 2027 yılından yaklaşık yirmi yıl kadar önce dünya çocuk nüfusunun çoğunun yaşamını kaybetmesine yol açan bir gribal pandemi yaşanmıştır. Pandeminin ardından kadınlar gebe kalamamaya, gebe olanlar ise düşük yapmaya başlamışlardır. Dünyaya gelmiş en son çocuk olan ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 3 Ekim 2021 Pazar Faşizme şaka yapmak Göçler, savaşlar, ekonomik koşullar ve daha birçok nedenle giderek daha fazla kozmopolitleşen bir dünyada yaşıyoruz. Çok uluslu toplumlar, dünyanın korunmuş bölgesi olan Avrupa da dâhil olmak üzere yaşamın bir parçası halinde gelmekte. Çok sayıda ulustan oluşan bir toplum kavramını hazmetmekte zorlanan oldukça büyük bir toplumsal kitlenin varlığı bir yanda tüm gerçekliği ile dururken, bir yandan da distopik kurgusal filmler ilgimizi çekmekte. Mevcut kültürel ve geleneksel kaynaşmanın etkilerini anlamaya ve alışmaya çalışırken, distopik kurgular bize tümüyle aynılaştırılmış öznelerden oluşan toplumların yaşadığı kaotik gerginliği anlatmakta. Bu iki kavramdan birinde bir yanılgı olmalı; tümüyle aynılaşmış bir toplum mu, kültürel çoğunluğun kabullenildiği bir ortak yaşam alanı mı? ... Devamını Oku Psikeart Psikesinema Yazıları 3 Ekim 2021 Pazar Bebeklikten yaşlılığa, yaşam boyunca uyku halleri Normal, geçici, periyodik ve fizyolojik bir durum olan uyku bilincin, organik faaliyetlerin, duyusal işlevlerin ve istemli kas hareketlerinin azalması ile karakterizedir. Yüzeysel uyku Non REM (N1, N2 ve derin uyku olarak adlandırılan N3) ve REM uykusu dönemlerinden oluşur. Göz hareketlerine göre sınıflandırma yapılırsa 90 dakikada bir birbirini tekrarlayan hızlı göz hareketlerinden oluşan dönem olan REM (Rapid eye movement) dönemini, hızlı olmayan göz hareketlerinin olduğu Non REM (NREM)dönemi izler. Normal bir erişkin birey gece boyunca 3-5 kez REM dönemi yaşar. Gecenin ilk yarısı yavaş dalga uykusu (NREM) açısından, ikinci yarısı ise REM dönemi açısından daha zengindir (1). Araştırmalar uykunun vücudun yenilenmesi ve büyümesinde onarıcı rolü olduğunu belirtmektedir. Ayrıca uy ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 15 Kasım 2024 Cuma “Mommy” ve “400 Darbe” Filmleri Üzerinden Hiperaktivitenin Zorladığı İki Gence Bakış Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) kalıcı ve sürekli dikkat süresinin azalması, davranışları kontrol etme ve denetleme becerisinde gerekli gayretin sağlanamaması ve dürtüsellik (fevrilik, sonucunu düşünmeden hareket etme) ile karakterize bir bozukluktur. Toplum genelinde her on kişiden birinde görülebilen bozukluğun seyri bireysel ve çevresel faktörlere bağlı olarak her kişide farklı seyretmektedir. Belirtilerin bir kısmı (özellikle hafif olgularda hiperaktivite) ergenlik dönemine doğru azalabilirken, dikkat sorunları ve çoğu durumda dürtüsellik genellikle erişkin yaşam boyunca devam edebilmektedir. Bozukluğun daha şiddetli olduğu kişilerde eğer eşlik eden bir başka psikiyatrik sorun da varsa (davranım sorunları, depresyon, bağlanma sorunları vs) tedavisiz kalmak daha ciddi ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 7 Temmuz 2024 Pazar “I Killed My Mother” ---------- “Hem Azize Hem Cadı Anne” Anneden tiksinmek hem kızmak hem sevmek, duygular arasında gidip gelmek, bazen dünyanın en kötü annesine bazen de bir azizeye sahip olduğunu düşünmek gibi uçlar arasında dalgalanan bir anne oğul iletişim sorunu filmi I killed My Mother. 19 yaşına ait bir eser olan bu filmden sonra da ödüller almaya devam etmiş olan oyuncu ve yönetmen Xavier Dolan son filmlerinin kendince yeterli başarıya ulaşamamış olmasından mıdır başka bir sebepten mi bilinmez, yeni bir film çekmemeye karar verdiğini açıklamıştı geçtiğimiz aylarda. Belki de kendi izdüşümünü fazlaca taşıyan ve neredeyse otobiyografik olan filmlerden sonra artık sanatın ve üretimin başka bir aşamasına geçmesi için bir müddet mola vermesi gereklidir. Bizi sanatından mahrum bırakmasın diliyoruz. “Ah fena, göz kamaştırıcı ve acım ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 30 Mart 2024 Cumartesi “Jagten” -- Sürüye Kapılmanın Dayanılmaz Hafifliği— “Jagten” -- Sürüye Kapılmanın Dayanılmaz Hafifliği-- Çocukluk çağı cinsel istismarının saptanması ve bildiriminin önemi şüphe götürmez bir gerçektir. Biyopsikososyal bir travma türü olan cinsel istismarın etkileri sadece olay sonrasında değil, yıllar içerisinde bile ortaya çıkabilmektedir. Öte yandan adli boyutu da olan cinsel istismara dair false (yanlış) bildirimler de söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle cinsel istismar görüşmelerini yapan psikiyatrist ve adli tıpçıların bazı durumlarda oldukça dikkatli olmaları gerekmektedir. Danca bir kelime olan Jagten, “av” anlamın ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 29 Ocak 2024 Pazartesi Bir mazohizm biçimi olarak “Aşktan kaçma” Mazohizmin kaç hali vardır? Kaç türlü eziyet edebilir insan kendine? Libidinal enerjiyi baltalamanın, yaşam sevincini koparmanın kaç yolu vardır? Kendine sunulanı neden almaz, en güzel kıvılcımın başlattığı alevi neden terk eder insan? Filmimiz, Türkçe ismi ile “Güneş yılı” ve orijinal adı ile “A year of the quiet sun” Polonyalı yönetmen ve senarist Krzysztof Zanussi’ ye aittir ve 1984 yılında Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülü kazanmıştır. Filmin isminin çevirisini “Sakin güneş yılı” ya da “Güneşin durgun olduğu yıl” olarak da yapmak mümkündür. Slawomir Idziak’ ın sepya tonlarındaki renklerle oluşturduğu görüntüler filmin ismine ve hüznüne en yakışır tonları sunmaktadır şüphesiz. Polonya vatandaşı Emilia ile aynı ülkede bulunan Amerikalı a ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 26 Aralık 2023 Salı En son kime güvendiniz? “Var mısın?”, dedi hayat! Bu soruya hiç hazırlıklı değildi! En bilmediği yerden yakalamıştı onu. Oysaki son yıllarda eskilerde yarım kalmış olanları tamamlıyor, geride soru işareti bırakmayarak ilerlemeye çabalıyordu. Geçmişte kalan tüm yaşanamamışları kontrol ediyor, duruma göre bir yol haritası çıkarıyor ya da üzerini çiziyordu. Bildiği sularda yüzmek, bilinmeyenin tekinsizliğine yeğlenirdi ne de olsa. Bilindik sularda tanıdık salınımlar, kestirilemeyen ve esrarengiz olandan daha güvenilir idi. “Var mısın?” diye fısıldadı bir kez daha! Uzun uzun düşündü, hatta aylarını aldı düşünme süreci. Ta ki, bir gün ondan yeniden haber alana dek! Beklediği bir mesaj değildi, hatta önemseyeceğini bile düşünmedi bu mesajı. İhtiyaç duyduğu güvenilir bir çerçeve mi ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 8 Aralık 2023 Cuma OLİVE KİTTERİDGE “Suicide picnic” ’ten “Stil Banging On” ’a giden çizgide bir yaşama tutunma ve kendiliğinle yüzleşme, kendini, yaptıklarını ve yapamadıklarını affetme hikâyesi:” OLİVE KİTTERİDGE“ “Bizi tüfeklerden ve baba intiharlarından koru” ( John Berryman) 67. Emmy ödülleri'nde, “En iyi mini dizi”, “Mini dizi dalında en iyi kadın oyuncu”, “Mini dizi dalında en iyi erkek oyuncu”, “Mini dizi dalında en iyi yardımcı erkek oyuncu”, “Mini dizi dalında en iyi yönetmen” ve “Mini dizi dalında en iyi senaryo” ödüllerini toplayan "Olive Kitteridge”; 4 bölüm boyunca başında kalkmadan izleyip herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği gerçek bir sanat eseri. Elizabeth Strout’un Pulitzer ödüllü aynı adlı romanının dizi uyarlamasının başrollerinde Frances McDormand (Olive Kitte ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 12 Kasım 2023 Pazar -HER - -SANAL MI GERÇEK, GERÇEK Mİ SANAL? - Özlem Önen, Handan Özek Erkuran Hollywood sinemasında varoluşçu felsefe özellikle 1990’lı yıllardan itibaren daha çok yer almaya başlamıştır. Ülkemizde “Aşk” ismiyle oynayan Her filmi, 2013 tarihinde vizyona girmiş ve en iyi orijinal senaryo başta olmak üzere çok sayıda ödülün sahibi olmuştur. Filme değinmeden önce yönetmen ve senaristlerin çalışmalarına bir göz gezdirelim: Yönetmen ve senaristler isim olarak her zaman oyunculardan az bilinir ve tanınırlar ancak yaptıkları işlerden bazılarını saydığımızda son 15-20 yılın en yaratıcı işlerinden bir kısmını bu ikilinin çıkardığını görmek mümkündür. 1969 doğumlu yönetmen Spike Jonze ‘un “Beastie Boys- Sabotage, Björk- It’s Oh so Quiet, Daft Punk- Da funk” ve kendisinin de rol aldığı “Fatboy Slim’in Praise You” i ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 8 Kasım 2023 Çarşamba Peter Pan Sendromu -----Issız ve Bağsız, Ebedi Ergen Adamlar----- Arketip kelimesi; ilk örnek, asıl numune, kalıp, şablon anlamına gelmektedir. İlksel imge, özdeş psişik yapı, ilk örnek ya da prototip olarak da tanımlanabilir. Arketipler gerçekte insan kültürünü oluşturan yapıtaşlarıdır. Jung’un analitik psikolojisi içinde arketiplerin büyük bir önemi vardır. Jung’ un arketipleri hem iyi hem kötü tarafı olan iki kutba sahiptirler. Jung, sorunlarıyla baş edebilmede mitlerdeki kahramanların olaylarla nasıl mücadele ettiklerini görmenin insanlara cesaret ve umut verdiği ve sağaltıcı etkisi olduğunu belirtir. Her arketip psişik bir niteliği (irade, cesaret gibi vs) temsil eder. Anne arketipi bilgelik ve ruhsal yücelik; bakım veren, besleyen; yeniden doğuşu temsil etmek gibi olumlu özellikler taşırken; gizli, karanlık, uçurum, yutan, baştan çıkara ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 23 Ekim 2023 Pazartesi “Çareye giden yolu kapatan rehber: Lethe” “Çareye giden yolu kapatan rehber: Lethe” Özlem Önen Bitmeyen uyku hali yüzünden bir türlü kendine gelemiyordu. Erken ya da geç yatmış olmak sonucu değiştirmiyordu. Uyanıp bir bardak su içiyor, çok sürmeden en derin uykulara dalıyordu; her sabah, tekrar ve tekrar. Çok sayıda rüya görüyordu; bazen elinde kalp masajı yaptığı bir fetüs oluyordu, bazen yetişmeye çalıştığı bir uçak ve bazen de halen hazır olmayan bavulları çaresizce uçağa yetiştirmeye çalışan bir kadın. Neydi yetişmeyen ya da ısrarla uyandırmayan? Kalkıp mücadele etmeye zorlandığı konu ya da konular hangileriydi? Neleri fark etmekte, anlamakta zorlanıyordu? Kayıplarla, sonlanışlarla, kabullenilmeyişlerle yüzleşmek belki de en zor gelen şeydi. Küçük yaşlardan beri hayata e ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 8 Ekim 2023 Pazar “La Pianist” (M.Haneke) “La Pianist” (M.Haneke) 2004 yılında Nobel edebiyat ödülü almış olan Elfriede Jelinek'in Die Klavierspielerin isimli romanından uyarlaması yapılan ve başrollerini İsabelle Huppert ile Benoît Magimel'in paylaştığı “La Pianist”, 2001 yılında Cannes film festivalinde en iyi kadın ve en iyi erkek oyuncu ödülleri, 2001 En İyi Kadın Oyuncu Dalında Avrupa Film Ödülü, 2002 San Francisco Film Eleştirmenleri Birliği En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, 2002 César En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü ve 2002 En İyi Yabancı Film Dalında Alman Film Ödülü kazanarak önemli bir yere sahip olmuş durumda filmin hem senaryo uyarlamasını yapan hem de yöneten Haneke’ nin eserleri arasında. Viyana konservatuarında piyano bölümünde profesör olan Erika Kohut’ un annesi ile beraber yaşadığı ev ortamı ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 1 Ekim 2023 Pazar “Thin Red Line _ İnce Kırmızı Hat” “Doğanın kalbindeki bu savaş nedir? Doğa neden kendisiyle çekişir? Karanın denizle çekişmesi… Doğada öç alma gücü mü var? Bir güç değil belki de iki “ “Kalıcı olan iki şey var: Biri ölüm, öbürü de Tanrı” Yaşam ve ölüm, sevmek ve ihanet etmek, korkmak ve cesaret etmek arasında ince, kırmızı bir hat vardır. Bir hamle ile öte yana geçersin. James Jones imzalı ve 1962 tarihli aynı isimli romandan uyarlanan The Thin Red Line, II. Dünya Savaşı sürecinde, Pasifik Cephesi’ndeki Guadalcanal Muharebesi’nde bir tepeyi almakla görevlendirilmiş olan Charlie Bölüğü’nün hikayesini anlatır. Japon İmparatorluk Kuvvetleri’nin 7 Aralık 1941 tarihinde Pearl Harbor limanına gerçekleştirdiği saldırının sekiz ay sonrasında, 1942 Ağustos’unda Amerikan denizci piyadelerinin a ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 26 Eylül 2023 Salı PARİS TEXAS 1984 yılı Amerika- Almanya ortak yapımı “Paris Texas” filmi, Amerikalı oyuncu ve yazar Sam Shepard' ın 1983 yılında yayınladığı “Motel Günlükleri” isimli kitabındaki öykülerden yola çıkarak, yazar ve L.M. Kit Carson' la birlikte senaryolaştırılmış ve Wim Wenders yönetmenliğinde sinemaya aktarılmıştır. Gösterime girdiği yıl Altın Palmiye dahil olmak üzere pek çok ödül alan filme dair en çok konuşulan konular arasında sinematografisi, oyuncularının başarısı ve Avrupalı bir yönetmenin merceğinden Amerikan kültürünün görünümü yer almaktadır. Bu yazıda değinilecek olan, senaristlerce kurgulanmış ve yönetmence yaratılan sinema evreninde neredeyse ikonikleşmiş olan karakterlerin psikiyatrik incelmesidir. Texas çöllerinde, neredeyse katatonik düzeydeki depresyonu ve dillendirmediğ ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 16 Eylül 2023 Cumartesi “The Fountain (Kaynak)” “Ölümle uzlaşmak mümkün mü” “The Fountain (Kaynak)” “Ölümle uzlaşmak mümkün mü” “Bu nedenle, Rab Tanrı, Âdem ve Havva'yı Cennet bahçesinden kovdu ve hayat ağacını korumak için alevli bir kılıç yerleştirdi” (Genesis 3:24) Açılışı İncil’in “Yaratılış” bölümünün 3:24. ayeti ile başlayan filmde pek çok dini inanışın içerisinde yer alan yaratılış ve ölüm teması yer almaktadır. Hiç şüphesiz ki çağımızın dahi sinemacılarından biri Darren Aronofsky! Yönetmen bu yapımında Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm gibi pek çok dini inanışı Maya mitolojisi ve Maya kültürüne ait uzay bilim inanışları ve felsefe ile harmanlayarak bir aşk öyküsü ekseninde ölüm ve ölümsüzlüğü sorgulamaktadır. Yapımı ve tamamlanması 6 yıl süren bu filmin diğerlerinin aksine gişede zarar etmesine rağm ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 2 Eylül 2023 Cumartesi Makinist “Her suçlu bir gün cinayet mahaline döner” Paranoya ile dolu bir dünyanın dayanılmazlığını, karanlık ve bunaltıcı atmosferini en iyi hissettiren filmlerin başında rahatlıkla Makinist ’in yer aldığını söyleyebiliriz. Kopan uzuvlar, akan kanlar, her an geçirilebilecek kazalar huzursuzca filmi izlerken başından kalkıp gitme arzusu uyandırır ve tüm bu bunaltının üzerine bir de Bale’in bunca zayıflığı nedeniyle ölüvereceği endişesi eklenir. Kadın karakterler Stevie ve Marie bu endişeyi “Biraz daha zayıf olsaydın, var olmazdın” sözcükleriyle seslendirir bizlere. Var olmamak için uğraşır adeta Reznik, hiç yemeyerek, yok olmaya çalışır; çünkü kendisini büyük bir suç nedeniyle cezalandırmaktadır. Banyo fayanslarını var olduğunu düşündüğü kan lekesinden, ellerini işlediğini düşündüğü cinayetten dolayı sıkça temizler, çamaşır su ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 26 Ağustos 2023 Cumartesi "Yas tutmama direnci olarak hayaletler" Yaşantımızdaki insanlar ya da durumlarla ilgili olarak zaman zaman zıt (çifte değerli: ambivalan) duyguların bir arada bulunması doğaldır. Çok sevdiğimiz bir kişi ile ilgili hem sevgi hem nefret / kızgınlık duygularını bir arada hissedebiliriz. Hatta daha olumsuz duygular hissettiğimiz dönemde sevgi nesnesi bir şekilde kaybedilirse bu olumsuz duygunun getirdiği suçluluk duygusunu kişi kendine döndürerek bilinçdışı yollarla kendisini cezalandırabilir. Kişinin bu suçluluk duygusu, kaybı hatırladığı anlarda aktive olabilir ya da farklı korkular (karanlık korkusu, gözlendiği korkusu, hatalı olduğu korkusu vb.) olarak güncel yaşamda bireyi zorlayabilir. Bir de ölümle gelmeyen kayıplar vardır ki, arkalarında bazı hayaletler bırakır. Bazen göç etmek zorunda kaldığın eski şehrinin gö ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 25 Ağustos 2023 Cuma “Sevemeyenler kulübü” “Uzanıp akşamın en ıssız saatinde zihnine Getiremediysem devamını, sakın üzülme……” Kendini hasarlı ilişkiler mağduru olarak niteleyen, “bağsız” insanlardan oluşan bir olasılıklar cehennemine dönüştü tüm gerçeklik. Korkak insanlar topluluğu, bir adım ileri iki adım geri devinimleri ile sersem etti karşısındaki gönlü kaymış bir avuç dolusu akılsızı. Bir şans, bir şans daha…. Ve kaçınılmaz son: yalnızlık…. Kafası çalışmayan mı akılsızdır, geri adım atmayan mı? Umut etmeye duyulan ihtiyaç, yok olacağı ihtimalini bildiği halde “ya olursa” ekseninde tutar akılsızı. Kaybolup gideceğini bildiği halde inkâr eder akılsız; sevemeyenler kulübü üyesine hep şans verir. Ödipal hüsranı tekrarlama zorlantısı nedir? Neden mazoşistçe kendine bunu yapar, akılsız? Sevmek ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 20 Ağustos 2023 Pazar “Ev bir yer değil; bir histir” Hayatının ortasındaki o büyük boşluğa çarpıp geçen ya da -mış gibi davranan “ötekiler” e baktı; sevgisi olmayıp sahte sorumluluklarla keseyi ve günü dolduran ya da salt sevginin yeteceğini sanıp sorumluluktan kaçanları olduğu kadar, bir görünüp kaybolanları da geride bırakmış, boşlukta asılı kalmıştı. Zaman durmuyor ama ilerlemiyordu da…. Boşlukta salınmanın çaresi çapalanacak bir nokta mı olmalıydı yoksa o çapadan kurtulmalı mıydı? Hep yürüdüğü patika, “tanıdık” olandı; risk taşımayan, alışıldık, aynılığı tekrar eden ve -sözde- güvenli olan. Değiştirmeyen bu yol ve tekrar ettiği aynılıklar onu bir yere taşımayacaktı; yinelemeler yerine yenilemeyi seçmeliydi, dolayısıyla zor olanı seçip, öteki yola girdi. Neo’yu düşündü; kırmızı ilacı seçmeseydi sahip olduğu ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 18 Ağustos 2023 Cuma RÜZGÂR GİBİ GEÇTİ “Aşk ve iç savaş ekseninde kendini aldatmak” Fransız aslından bir kıyı aristokratı olan annesinin ince çizgileri ile İrlandalı babasının kaba hatlarının bir karışımı olan Scarlett O’Hara, beyaz tene büyük değer verip onu kızgın güneşten, şapkalar, peçeler ve eldivenlerle korumaya çalışan Güneyli kadınlarla birlikte Georgia’da yaşamaktadır. Scarlett’in babası Gerald, hükümete karşı gizli faaliyetlerde bulunmak suçlamasıyla yaşamakta olduğu ülkesi İrlanda’yı, işlemiş olduğu bir cinayet nedeniyle bir şafak vakti gizlice terk ederek Amerika’ya yerleşmiştir. Kumar masasında büyük bir arazi kazanmış ve evini inşa ettiği bu verimli topraklarda pamuk ticareti yapmaya başlamıştır. Sahip olduğu çok sayıda kölesi ile geniş bir araziye ve servete kavuşan ve toprağa bağlılıkla sahip olmaya çok önem veren Gerald’a İrlanda’dan ayrılırk ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 14 Ağustos 2023 Pazartesi Sistem patlatan: Benni’nin agresyonu Sistem patlatan: Benni’nin agresyonu Özlem Önen & Handan Özek Erkuran Ülkemizde “Oyunbozan” ismiyle sessiz sedasız gösterime giren ve aynı sessizlikle gösterimden kalkan 2019 yapımı 1983 doğumlu genç yönetmen Nora Fingscheidt’in ilk uzun metraj filmi ve yine başrolde Benni karakterini büyük başarıyla canlandıran, filmin çekildiği dönemde de aynı canlandırdığı karakter gibi 9 yaşında olan Helena Zengel’in ilk filmi System Crasher/Systemsprenger, çocuk psikiyatrinin analitik kuramlarının ortasına oturması bir yana, çocukluk dönemindeki agresyonun biyopsikososyal kökenleri üzerine de düşünmemizi sağlayan bir yapım olarak dikkati çekiyor. Film, baş kahramanı 9 yaşında bir kız çocuğu olan Benni’nin (nefret ettiği asıl ismi Bernadette yerine bir erkek ismi olan Benni ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 30 Haziran 2023 Cuma Aslı gibidir-Copie conforme Aslı Gibidir -- Copie Conforme --Certified Copy İran’lı yönetmen Abbas Kyaroustami’nin farsça olmayan ilk filmi olan Aslı Gibidir, oyuncusu Juliette Binoche’a da Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülü kazandırmıştır. Yazar James Miller’ın İtalya’da kitabı Copie Conforme hakkında verdiği konferans ile açılır sahne. Kendisini hayranlıkla izleyen kadın (filmde hiç ismiyle seslenilmez ama filmin tanıtım jeneriğinde isminin Elle olduğunu öğreniriz) oğlu ile ilgilenmek zorunda kalmıştır ve sonuna kadar konuşmayı dinleyememiş ancak yazarın kendisine ulaşmasını da garantiye almıştır. Elle için oğlu (Julien) ile olan ilişkisi oldukça ambivalan (ikircikli) niteliktedir ve Julien onun James’e aşık olm ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 30 Haziran 2023 Cuma “Nostalji” Ya da “Sınırlar ve hüzün” Andrey Tarkovski’ nin 1983 yılında Sovyetler Birliği dışında çektiği ilk film olma özelliğini taşıyan “Nostalji”, yönetmenin bireysel yaşantısıyla paralellikler taşımaktadır. Filmlerine uygulanan önemli engellemeler ve sansür sonucunda ülkesi Rusya’yı terk etmek zorunda kalan Tarkovsky’ nin eşi le birlikte oğullarını Rusya’dan getirtebilmek için uzun süre uğraş verdiği bilinmektedir. Dini inançları ve felsefi, sorgulayan filmleri komünist Sovyet Rusya’sınca benimsenmeyen yönetmen, Nostalji’ nin çekimleri için gittiği İtalya’dan geri dönmemiştir. Nostalji’ nin, Tarkovsky’ nin doğduğu ve büyüdüğü topraklara olan özleminin hikayesi olduğu da söylenebilir. Rus sair Andrei Gorcakov’ a, tercu¨man Eugenia eşlik etmektedir. Şair, bi ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar SİLVER LİNİNGS PLAYBOOK “Her gece & her sabah Doğar bazıları acıya Her sabah & her gece Doğar bazıları tatlı hazza Doğar bazıları tatlı hazza Doğar bazıları sonsuz geceye” (William Blake) İngiliz romantik edebiyatının önemli isimlerinden olan William Blake’ in yaşam öyküsüne dair ayrıntılar aynı zamanda bipolar bozukluk ile de yaşamaya çalıştığına dair güçlü veriler taşımaktadır. Bipolar bozukluk, manik ve depresif duygusal dalgalanmaların yaşandığı, oldukça zorlu bir ruhsal bozukluktur. Acı ve haz arasındaki geçişler oldukça sancılı ve hem birey hem de aile üyeleri için atlatılması güç süreçler ve sonuçlar içerebilmektedir. Borderline kişilik bozukluğu da çoğu zaman bipolar bozukluk ile karıştırılabilmektedir ve hem duygusal dalgalanma seyri, hem de eyleme ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Kurban söylemi üzerinden işlenmiş bir kara komedi: "Relatos Salvajes”: ” Wild Tales": “Asabiyim Ben” Kurban söylemi üzerinden işlenmiş bir kara komedi: "Relatos Salvajes”: ” Wild Tales": “Asabiyim Ben” Vahşi hikâyeler, birbirinden farklı öyküler içeren 6 kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda bir dergide vahşi hayvanların avlarını kovaladığı bir dergiyi, jenerikte ise her bir bölümde yer alan oyuncuların farklı hayvanlarla sembolize edildiğini görürüz. Damian Szifron’ un vahşi havyan metaforu üzerinden kendi karanlık yanlarımız ile bizi yüzleştirdiği ve eğlence, gerilim ve dramı bir arada yaşatan kara komedisinin 2014 yılında “Yabancı Dilde En İyi Film Oscar”ı adaylığı da dâhil olmak üzere çok sayıda ödüle adaylığı ve ödülleri bulunmakta. Bölüm1: Gabriel Pasternak yıllarca çevresi tarafından aşağılandığını düşünen bir looser (kaybeden) iken kendisine acı çektird ... Devamını Oku
Sinedebiyat Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Bruno Bettelheim’ in rehberliğinde; “Masallar ve Umut” Masalların dile getirdiklerinin görünenin ardında yatan anlamlarına dair ortak yorumlar olduğu kadar feminist pencereden bakış, ataerkil topluma hazırlayış gibi farklı pek çok analiz de yapmak mümkündür. Çocukların büyüme sürecinde masalın iyileştirici etkilerine dair en güçlü yorumculardan biri Bruno Bettelheim’ dır. 1976' da masalları Freudien yaklaşımla analiz etmiş olan Bettelheim, masalların çocuklar için duygusal ve sembolik anlamlarını tanımlamıştır. Masalların çocukların geleceklerine hazırlanma süreçlerine duygusal açıdan önemli katkıları olduğunu savunmuştur. Bettelheim’ a göre masallar çocuğun yaşamına zenginlik ve büyülü bir nitelik kazandırmaktadır ve çocuk bu mucizenin nasıl gerçekleştiğinin farkına bile varmamaktadır. Çocuk, masalların sihirli aleminde farkında olmadan iyil ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Çocuk Evlilikler_ Beyaza Düşen Gölge Çocuk Evlilikler_ Beyaza Düşen Gölge Özlem Önen Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) çocuk yaşta gerçekleşen evliliği ‘fiziksel, fizyolojik ve psikolojik açılardan evlilik ve çocuk doğurma sorumluluğu taşımaya hazır olmadan ve genellikle 18 yaşından önce gerçekleşen evlilik’ olarak tanımlamaktadır. Hukuki tanımlara bakıldığında ise meselenin biraz daha karmaşık olduğunu görürüz. Türk Medeni Kanunu’na göre 17, Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18, Türk Ceza Kanunu’na göre ise 15 yaşını doldurmamış kızlar çocuk gelin sayılmaktadırlar. Kanunlar arasındaki bu çelişki, çocuk yaşta yapılmasına izin verilen evliliklerin önlenmesinde hukuki bir karmaşa olduğunu da göstermektedir. Ailelerin eğitim ve sosyoekonomik düzeyinin düşük olması, geleneks ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar UTANCIN NÖROBİYOLOJİSİ “Utanç duygusu her zaman olumsuz bir duygu değildir; yeterince iyi bir bakım veren ile tamir fırsatı bulunmuş ve bakım veren kişi (anne) iyi bir nesne olarak içselleştirilebilmişse, kendimizi düzenleyebilir hale gelmemize yardımcı olan bir kırılma noktasıdır” Mahler’in tanımladığı ayrılma-bireyleşme dönemleri kimlik gelişimi ile ilgili yapıtaşlarını anlamamıza yardımcı olmaktadır. 8-12. Aylar arasında emekleme, tırmanma, sıralayarak yürüme çabalarının yoğunlaştığı erken uygulama alt döneminde bebeğin anneden uzaklaşması, çevreye yönelik bitmez tükenmez keşif çabaları yoluyla kendi bedeni ve sınırlarının daha çok farkına varmasını sağlamaktadır. 12. aydan önce anneden her daim pozitif etkileşimler alan bebek, bu aydan sonra dürtü kontrolüne yönelik çok sayıda engellem ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Rita Hayworth- İstismara rağmen tutunmaya çalışan bir yaşam “Rita Hayworth- İstismara rağmen tutunmaya çalışan bir yaşam” Özlem Önen Şahsiyet dizisinin baş kahramanı Agah Beyoğlu unutacağı için cezalandırmayı tercih etmişti suçlu olanları! Nasıl olsa unutacaktı, bir katil olduğunu hiç hatırlamayacak ve böylece vicdan azabı çekmeyecekti. İstismara uğrayan çocuk Nevra’nın intikamı da alınmış olacaktı. Nasıl olsa Alzheimer, geride hatırlanacak bir geçmiş bırakmayacaktı. Rita’ nın payına da unutmak düşmüştü! Alzheimer tanısı aldıktan sonra kızı tarafından bakım aldığı New York’taki dairesinde yaşamını yitirdiğinde 68 yaşındaydı. Yaşamında unutulmayı hak eden çok fazla anı vardı. Yine de o, unutmak yerine, tutunmaya çalışmıştı yaşama; her seferinde ve, yenilenen bir umutla. Bir eldiven çıkarışı ile kendisini en çıplak strip ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar The Prestige --Kardeşe yönelen haset-- Film, yazar Christopher Priest' in 1995 yılında yayımlanmış olan aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır. Film sektörünün layık gördüğü ödüllere sahip olmasa da haset dinamiklerinin ne kadar yıkıcı olabileceğini ustaca anlatan yapımlardan biridir. Sahnede sihrin gerçekleştiği an anlamına gelen “Prestij” kelimesinin Latince illüzyon anlamına gelen praestigium' dan türediği bilinmektedir. Alfred Borden (Christian Bale) ve Robert Angier (Hugh Jackman)’ ın, ustaları Harry Cutter (Michael Caine) ile birlikte Viktorya dönemi İngiltere’sinde sihirbazlık sektöründe başarıyla var olma mücadeleleri sırasında önce rakip, sonra düşman olma hikayelerini anlatır yapım. Bir gösteri sırasında Angier’ ın eşi Julia’nın, Borden’ ın bilinçdışı bi ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Old boy “Old boy” -Affedememenin tükettiği ruh ve bedenler- İlkel dürtüleri sinemaya hiç korkmadan yansıtabilen sinemacıların başında; ödipali, ensesti, intikamı, öldürme güdüsü, cinselliği ve haz almaya çalışan kurgusal karakterleri ile Park Chan-wook gelmektedir. Gerilim ve intikamı psiko-mitolojik karakterlerle harmanlayıp sinema evrenine salıveren Chan-wook, ensest gibi işlenmesi zor bir konu üzerinden “intikam” kavramı ve bunun getirdiği olumsuz duygular ile izleyicisini baş başa bırakmaktadır. Yönetmenin intikam üçlemesi olarak tanımladığı seriye ait olan Old Boy, 2004 yılında Cannes film festivalinde jüri özel ödülü alan ilk Kore filmidir aynı zamanda. Chan-wook bir yandan ensest yasağı gibi güçlü bir kavram ile yüzleşmeye yönlendirdiği seyircisini bir yandan da ş ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Haensel Ve Gretel Masalındaki Metaforlar Bir varmış, bir yokmuş….. Yeryüzündeki tüm ebeveynler muhteşem, tüm çocuklar çok akıllı imiş ve hiçbir yerde ekonomik zorluk yaşanmazmış; herkes refah içindeymiş. Dünyadaki tüm kadınlar mükemmel birer anne ve eş imiş, asla çocuklarına kızmaz; “şöyle bir sessiz olsalar da ayaklarımı azıcık uzatsam” demezmiş. Ayrıca bu kadınlar asla çalışmayı talep etmez, iyi kalpli ve mümkünse “prens” olan kocalarının onlara iyi bakmasından başka bir şey beklemezmiş. Babalar ise tüm aileyi çok iyi koşullarda geçindirir, eşlerinin ayaklarına uyacak en fit ayakkabıyı bulur, müsait oldukları an onları sadece “öper” ve hep mutlu yaşarlarmış. Küçük kız çocuklarının yapacağı tek şey büyümemekmiş. Ormanda yanlış yollara sapıp da kandırılırlarsa, kötü kalpli kurtlar onları yermiş. Regl kanı ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Empatinin Bittiği Yerde, Anti Kahramanlar Başlar Mutlu son ile olması gerektiği şekilde biten öykülerdeki güçlü, başarılı, ideal kahraman figürlerinin mükemmelliğinin aksine, çoğu okuyucu / izleyici için rahatsız edici figürlerdir anti kahramanlar. Süper güçlere ve ahlaken kabul edilebilir niteliklere sahip olan kahraman figürünün tersine anti kahramanlar genellikle suça karışmış, dışlanmış ve toplum onayını alamamış olan uyumsuz kişilerdir. Olumsuz nitelikleri olan başkahraman şeklinde de tarif edilebilir anti kahraman. Robert McKee şöyle der anti kahramana dair: “Bir kahraman ve onun hikâyesinin entelektüel çarpıcılığı ve duygusal ilginçliği, anti kahramanın mümkün kıldığı ölçüde mümkündür”. Anti kahramanınız ne kadar güçlü ise, kahramanınız da o kadar izlenilir olacaktır. Empatinin bittiği yerde, anti kahramanlar başlar, ama tam da o ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Boşuna bekle(ntile)diklerin İlk hüsran ödipal olandı, sonra diğerleri geldi. Sen, elindeki hüsranla ne yaptın, onu neye dönüştürdüysen, şu anda o’sun. Birisinden beklediğiniz bir şeyin karşılığını alamamışsanız, beklentileriniz karşılıksız kalmışsa bunun ismi hüsrandır. Siz ümit etmişsinizdir, o ise vermemiştir. Sizi tatmin etme olasılığı olan bir kişidir bu duyguyu yaşamanıza sebep olan ki katlanılması en zor olan da zaten budur. O halde, arzuladıklarımızı kaybettiğimizde nasıl bir yol izlemeliyiz? Bir çocuğun büyümesi aslında hayal kırıklıkları ve vazgeçişler ile başa çıkabilmeyi öğrenme ve evrilme sürecidir. Büyümenin her aşamasında bir önceki dönemin getirilerinden vazgeçmek de öğrenilir. Oral dönemi (0-1 yaş) geride bırakan bebek artık anne memesinden ve her şeyin merkezinde olduğu duygusundan ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Bir yas tutmama direnci olarak hayaletler Yaşantımızdaki insanlar ya da durumlarla ilgili olarak zaman zaman zıt (çifte değerli: ambivalan) duyguların bir arada bulunması doğaldır. Çok sevdiğimiz bir kişi ile ilgili hem sevgi hem nefret / kızgınlık duygularını bir arada hissedebiliriz. Hatta daha olumsuz duygular hissettiğimiz dönemde sevgi nesnesi bir şekilde kaybedilirse bu olumsuz duygunun getirdiği suçluluk duygusunu kişi kendine döndürerek bilinçdışı yollarla kendisini cezalandırabilir. Kişinin bu suçluluk duygusu, kaybı hatırladığı anlarda aktive olabilir ya da farklı korkular (karanlık korkusu, gözlendiği korkusu, hatalı olduğu korkusu vb.) olarak güncel yaşamda bireyi zorlayabilir. Bir de ölümle gelmeyen kayıplar vardır ki, arkalarında bazı hayaletler bırakır. Bazen göç etmek zorunda kaldığın eski şehrinin gölgesidir o h ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 31 Ekim 2021 Pazar Beden ve Ruh İldiko Enyedi’ nin 18 yıl aradan sonra çektiği ilk film olan ve 2017 Berlin Film Festivali’nde büyük ödül olan Altın Ayı’yı kazanan “Beden Ve Ruh”, Budapeşte’de bir mezbahada geçmektedir. Mevzuata olan katı bağlılığı ve sosyal ipuçlarını algılamada yaşadığı güçlükle işini sürdüren, yakınlaşma korkusu, kendisine dokunulmasından hoşlanmama, göz teması ve sosyal ilişki kurmada ciddi sorunlar yaşayan ve kronolojik bir sıra ile geçmişteki konuşma içeriğini hatırlayabilmek gibi özellikleri ile neredeyse Asperger Sendromu’ na benzediğini düşündüren Maria’ nın çalışmak üzere geldiği mezbahada geçer filmin konusu. Geçmişinde kaza ya da bir sağlık sorunu sonucu bir kolunun sakat kaldığını düşündüğümüz Endre bu mezbahada müdür olarak çalışmaktadır. Maria’nin sosyal ilişkideki b ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 3 Ekim 2021 Pazar Children of men “Childrenof men: İnsanlığın çocukları” (Son umut) P.D. James' in 1992 yılında yayımlanan aynı isimli eserinden yola çıkılarak A. Cuaron, M Fergus,H Ostby, T Sexton ve D Arata ile birlikte senaryolaştırılan film 2006 yılında vizyona girmiştir. Film ve Kitap arasında zemin olarak benzerlikler olsa da senaryo oldukça farklı ve etkileyici bir şekilde ilerlemektedir. A.Cuaron’un senaryoyu yazmadan önce etkisi altında kalmamak için kitabı okumadığı bilinmektedir. 2027 yılından yaklaşık yirmi yıl kadar önce dünya çocuk nüfusunun çoğunun yaşamını kaybetmesine yol açan bir gribal pandemi yaşanmıştır. Pandeminin ardından kadınlar gebe kalamamaya, gebe olanlar ise düşük yapmaya başlamışlardır. Dünyaya gelmiş en son çocuk olan ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 3 Ekim 2021 Pazar Faşizme şaka yapmak Göçler, savaşlar, ekonomik koşullar ve daha birçok nedenle giderek daha fazla kozmopolitleşen bir dünyada yaşıyoruz. Çok uluslu toplumlar, dünyanın korunmuş bölgesi olan Avrupa da dâhil olmak üzere yaşamın bir parçası halinde gelmekte. Çok sayıda ulustan oluşan bir toplum kavramını hazmetmekte zorlanan oldukça büyük bir toplumsal kitlenin varlığı bir yanda tüm gerçekliği ile dururken, bir yandan da distopik kurgusal filmler ilgimizi çekmekte. Mevcut kültürel ve geleneksel kaynaşmanın etkilerini anlamaya ve alışmaya çalışırken, distopik kurgular bize tümüyle aynılaştırılmış öznelerden oluşan toplumların yaşadığı kaotik gerginliği anlatmakta. Bu iki kavramdan birinde bir yanılgı olmalı; tümüyle aynılaşmış bir toplum mu, kültürel çoğunluğun kabullenildiği bir ortak yaşam alanı mı? ... Devamını Oku
Psikeart Psikesinema Yazıları 3 Ekim 2021 Pazar Bebeklikten yaşlılığa, yaşam boyunca uyku halleri Normal, geçici, periyodik ve fizyolojik bir durum olan uyku bilincin, organik faaliyetlerin, duyusal işlevlerin ve istemli kas hareketlerinin azalması ile karakterizedir. Yüzeysel uyku Non REM (N1, N2 ve derin uyku olarak adlandırılan N3) ve REM uykusu dönemlerinden oluşur. Göz hareketlerine göre sınıflandırma yapılırsa 90 dakikada bir birbirini tekrarlayan hızlı göz hareketlerinden oluşan dönem olan REM (Rapid eye movement) dönemini, hızlı olmayan göz hareketlerinin olduğu Non REM (NREM)dönemi izler. Normal bir erişkin birey gece boyunca 3-5 kez REM dönemi yaşar. Gecenin ilk yarısı yavaş dalga uykusu (NREM) açısından, ikinci yarısı ise REM dönemi açısından daha zengindir (1). Araştırmalar uykunun vücudun yenilenmesi ve büyümesinde onarıcı rolü olduğunu belirtmektedir. Ayrıca uy ... Devamını Oku