Peter Pan Sendromu
-----Issız ve Bağsız, Ebedi Ergen Adamlar-----
Arketip kelimesi; ilk örnek, asıl numune, kalıp, şablon anlamına gelmektedir. İlksel imge, özdeş psişik yapı, ilk örnek ya da prototip olarak da tanımlanabilir. Arketipler gerçekte insan kültürünü oluşturan yapıtaşlarıdır. Jung’un analitik psikolojisi içinde arketiplerin büyük bir önemi vardır. Jung’ un arketipleri hem iyi hem kötü tarafı olan iki kutba sahiptirler.
Jung, sorunlarıyla baş edebilmede mitlerdeki kahramanların olaylarla nasıl mücadele ettiklerini görmenin insanlara cesaret ve umut verdiği ve sağaltıcı etkisi olduğunu belirtir. Her arketip psişik bir niteliği (irade, cesaret gibi vs) temsil eder. Anne arketipi bilgelik ve ruhsal yücelik; bakım veren, besleyen; yeniden doğuşu temsil etmek gibi olumlu özellikler taşırken; gizli, karanlık, uçurum, yutan, baştan çıkaran, zehirleyen, korku uyandıran olumsuz nitelikleri ile Anne Kompleksi’nin de temelini oluşturmaktadır 1. Jung çocuk nevrozlarının oluşumunda annenin etkin rol oynadığını belirtmektedir. Anne kompleksinin erkek ve kız çocuklardaki olumlu ve olumsuz yönleri birbirinden farklıdır 2.
Anne Kompleksi’nin erkek çocuklar üzerine etkisi sonucu oluşan Peter Pan sendromu, büyüme korkusu olan çocuklarda ve olgun oldukları halde çocuk gibi davranan (sosyal açıdan) insanlarda görülen davranış bozukluklarını tanımlamak için kullanılmaktadır. İlk olarak 1983'te psikanalist Dan Killey tarafından tanımlanmıştır 3. Sendromun ismi, James Matthew Barrie'nin Peter Pan isimli romanından gelmektedir. Bu sendrom, DSM-IV psikiyatrik tanılama sistemi içinde henüz (!) yer almamaktadır.
Her ne kadar Dan Killey bu sendromu tanımlamış ise de aslında bu sendromu oluşturan kavramlar daha önceki yıllarda bu Carl Gustav Jung ve Marie-Louis von Franz’ın çalışmalarında yer almaktadır. Puer arketipi temelde ebedi çocuğu temsil eder. Puer Aeternus “ebedi çocuk” anlamına gelmektedir. Hatta Puer Aeternus kelimesi, Romalı şair Ovidius’un Yunan ve Roma mitlerini anlatan Metamorfozlar adlı yapıtında da geçmektedir 4. Puer arketipinin olumlu yanı, geleceğe yönelik umudu, büyüme potansiyelini, yenilik ve yenilenmeyi simgeleyen genç bir tanrı iken olumsuz yanı; hayatın zorluklarıyla mücadele etmeyi, yaşamın gerçekleriyle yüzleşmeyi ve büyüyüp bir yetişkin olmayı reddederek, tüm bu sorunları çözüp halledecek ‘Gemi’sini bekler 5. Carl Jung’un Puer Aeternus arketipi tanımına, Von Franz, ergen psikolojisinde çok uzun süre kalan; anneye çok büyük bir bağımlılıkla birlikte, sonraki yaşamda da olgunlaşmamaya devam eden erkekler şeklinde katkıda bulunmuştur 6.
Peter Pan büyümeyi reddeden bir ergendir. Wendy ve kardeşlerini alıp götürdüğü ebeveynsiz macera ormanında yaşamakta, herhangi bir kişi ya da nesne ile kalıcı bir bağ kurmamakta, bağ kurduğu kişileri ve yaşadığı olayları da kısa süre içinde unutmaktadır. Yanında getirdiği Wendy’den kendisine geçici bir ebeveyn yaratmıştır ancak büyümek zorunda hisseden Wendy, kardeşleri ile birlikte eve dönme kararı almıştır. Wendy yaş alıp ebeveyn olduğunda yerini önce kızı, sonra torunu alır. Tüm bu kız çocukların özelliği Peter Pan’a ebeveynlik yapmak zorunda hissetmeleri olmuştur. Tüm çocuklar büyür ama Peter hiç büyümez çünkü Peter Pan büyümeyi istemez.
Bu sendromu yaşayan kişiler de yaşamlarını macera peşinde koşarak, yetişkinliğin getirdiği sorumluluklardan kaçarak, bir dönem fazlaca sorumluluk yüklediği (annesel beklentilerinin olduğu) romantik ilişki partnerinden sorumluluk ve talepler arttıkça kaçma eğilimi göstererek yaşarlar. Ulaşmak için hiçbir şey yapmadıkları büyük hayalleri vardır. Von Franz kariyer konusunda idealist bir tavırla, "hayatın bin olasılığıyla oynayan ve sadece birini seçemeyen" kişiler olarak tanımlamıştır modern Peter Pan’ları.
Peter Pan Sendromunun en yaygın belirtileri; iyi bir kariyer inşa etmekte başarısızlık, finansal bakımdan sorumluluk eksikliği, işten işe, hobiden hobiye atlamak, güvenilmez biri olmak, iş bulmak için çok az çaba harcamak, motive olmadığı zamanlarda çalışmaya devam etmekte isteksizlik, başarısızlığı konusunda ailesi, eşi veya eski işverenini sorumlu tutmak, insan ilişkilerine veya bir aile edinme konularına çok az ilgi göstermek, gelecekten korkarken geçmişi özlemek ve yoğun alkol ve madde kullanımıdır.
Mesleki, sosyal, ruhsal, mali ve cinsel açıdan gelişme ve bağımsızlığın getireceği olgunluk ve yaşam deneyimlerini tercih etmenin aksine internetin, pornografinin ve video oyunlarının konforlu, rahat dünyalarını tercih eden, anlık zevk peşinde koşmaktan başka bir yolu veya amacı olmayan, pasif gezginler olarak da tanımlanır Peter Pan ya da Puer Aeternus’lar. "Anne kompleksi olan bir erkeğin, her zaman Puer Aeternus olma eğilimleriyle mücadele etmek zorunda kalacağı" belirtilir 7.
Roman yazarının altı yaşındayken on üç yaşındaki abisinin ölümü sonrasında annesi tarafından abisinin yerine konulan bir ikame çocuk olarak büyütüldüğü, psikojenik cücelik hastalığına yakalandığı ve bazı kaynaklara göre ise cinsel yönelim farklılığı yaşadığı belirtilmektedir. Yaşam öyküsünde yer alan bu ayrıntıların, büyüme / büyüyeme sorunlarının ve yutan, baskı yapan bir anne karakterine maruz kalmasının yazarın hayal gücüne ve Peter Pan karakterinin ortaya çıkmasına etkili olduğunu düşünebiliriz.
Jung, Puer Aeterneus’un “yutan anne” ye maruz kaldığından bahsetmektedir. Bir erkek çocuğun büyüme serüveninde anneden koparak yüzünü dış dünyaya dönebilmesi ve sorumluluk alabilen olgun bir birey olması için babanın rolünün öneminden bahsetmiştir. Çocuğun annesiyle olan bağımlılığından kurtulmasına ve böylece dünyaya bağımsız ve işlevsel bir yetişkin olarak çıkmasına yardım etmek babanın en önemli rolüdür. Sam Osheron, “Babalarımızı Bulmak” adlı kitabında 8, Amerikalı erkeklerin yalnızca %17'sinin gençliklerinde babalarıyla olumlu bir ilişki içinde olduğunu bildirdiği kapsamlı bir araştırmaya atıfta bulunmuştur. Bu çalışmadaki bireylerin babalarının fiziksel veya duygusal olarak hayatlarında olmadığı belirtilmiştir.
Babaların fiziksel ve / veya duygusal olarak bulunmadığı bir dünyada” yutan anne” ye maruz kalmanın önlenmesi ve bağımsız özerk erkek bireyin kendini var edebilmesi için bu kavrama dair farkındalığın yaygınlaşması ve işlevselliğin bozulduğu durumda söz konusu Peter Pan ın psikoterapi sürecine yönelebilmesi önemli olacaktır. Aksi durumda ıssız ve bağsız adam olarak yaşamaya devam edeceklerdir.
Kaynaklar:
1. Jung, Carl Gustav. (1969). The Collected Works of C. G. Jung, (Edt.: Sir Read, H., Fordham M., Adler, G. and Mcguire W.), Volume 9, Part 1, The Archetypes and the Collective Unconscious. (Trans.: R. F. C. Hull). New York: Princeton University Press.
2. Ermiş, G.Y. https://www.gencsanatdergi.com/post/o-tan%C4%B1d%C4%B1k-yabanc%C4%B1-g-jung-ve-d%C3%B6rt-arketip ulaşım tarihi: 25.07.2023
3. Killey, Dan. (1997). Peter Pan Sendromu – Hiç Büyümeyen Erkekler. (Çev.: S. Kunt). Ankara: HYB Yayıncılık. (1983).
4. Nathan Covington Brooks, The Metamorphoses of the Pub
5. Allen P.S., Metamorphosis and the Emergence of the Feminene: A Motif of “Difference” in Woman’s Writing, NY, USA, Peter Lang Publishing Inc., 1999, s. 1, 2, 19
6. Von Franz, Marie-Louise. (2000). The Problems of Puer Aeternus. Toronto: Inner City Books.
7. https://academyofideas.com/2019/06/carl-jung-psychology-of-man-child/ ulaşım tarihi: 25.07.2023
8. Sam Osherson. Finding our fathers: how a man's life is shaped by his relationship with his father. 1986, Fawcett Columbine